OTEZİ’NİN DÖNÜŞÜ
KAYA’NIN KİTABI
1.BÖLÜM
KÜÇÜK
BENGİSU(4)
her hatırlamak için zorladığında olduğu gibi.
İşte yine başı dönüyor ve boğuluyormuş gibi hissediyordu. ‘Bu sarı dumandan
kurtulmalıyım Gülce boğuluyorum. Bana yardım et!’ sesi çığlık gibi
yükseliyordu. Gülce son bir hamle daha yaptı. ‘kurtul o dumandan ve buraya yapmak
için geldiğin şeyi yap!’ Kaya saatin kapağını tutmakta olduğunu fark etti. ‘Açılmayacak’
diye geçti içinden kolu usulca kendine doğru çekti. Saatin cam kapağı yavaşça
aralandı. Ve her şey çorap söküğü gibi ardı ardına zihnine hücum ederken sarı
duman zihniden uçup gitti.
Pek çok duyguyu birden yaşıyordu. Sevinç, öfke, korku, huzur, nefret… Tüm hatırladıkları gerçekti.
Pek çok duyguyu birden yaşıyordu. Sevinç, öfke, korku, huzur, nefret… Tüm hatırladıkları gerçekti.
Gülce
, Gülce, Gülce… Söyle bakalım Gülce Kız seni elimden kim kurtaracak.
Gülce öyle mutluydu ki, oracıkta can vermeye
razıydı. Kaya’nın boynuna atlayıp sımsıkı sarıldı. Sonunda kavuştuk Kaya
sultan, ben her şeye razıyım. Sen döndün ya bundan sonrası her ceza bir ödüldür
‘Ece’m…
Bir tuhaflık
vardı. Olmaması gereken bir şey, Kaya tepkisizdi ve konuşmuyordu. En çok
korkulan gerçekleşmiş olabilir miydi? Kaya’yı sonsuza dek kaybetmiş
olabirmiydiler? Gülce paniklemişti, Kaya’yı omuzlarından tutup sarstı. Bildiği
tüm isimleriyle seslendi ona. Ağlıyordu, tüm bedeni, bütün hisleri, donup
kalmıştı adeta. Tüm ümitleri kollarının arasında yitip gitmişti. Büyüklere ne
söyleyecekti? Banuçiçek’e, Burla Kat un’a ne diyecekti? Kaya’ya olan sevgisi
öyle büyüktü ki; duyduğu acı tarifi imkansızdı. Kime hesap vereceği önemsizdi. Bu
ölüm mutlak bir yıkımdı. Başlamamış olan savaşın mutlak mağlubiyeti. On altı
yaşından bu yana beklediği Kuday Han ile evlenebilmesini imkansızlaştıran andı.
Bunlara ve her şeye razıydı tek o yaşasaydı. Kaya’yı usulca yere yatırdı, kendi
de sol yanına uzandı. Başını göğsüne dayadı ve ağladı ağladı. Tamamen ümidini
yitirmek üzereydi ki, çatı katından gelen kilitlerin açılma sesini duydu. Ama onu
umutlandıran, zayıf ancak ümidi ateşleyen ses Kaya’dan onun en cesur savaşçıdan
da cesur ve korkusuz yüreğinden gelen sesti. Kaya’yı olduğu yere bıraktı. Ne
kadar masum ve huzurlu durmaktaydı yüzü. Telaşla merdivenlere yönelirken
gözlerindeki yaşları sildi. Yukarıya çıkmadan önce son bir kez hanımına baktı. ‘yardım
geldi, dayanmalısın.’ dedi. O zaman elindeki madalyonu gördü. Yüreği ve bedeni
tüy gibi hafiflemişti. Artık iki katı fazla umut vardı. ‘Madalyonu bulmuş..onu
bulmuş’ diye sayıklayarak çatı katının basamaklarını ikişer üçer çıkmıştı. Telaşlı
yüzlerle sabırsızca beklemekteydi Banuçiçek ve Burla. Gülce aynaya doğru ilerledi
ve sanki bir kapıdan geçermişçesine geçip gitti…