GÜMÜŞKADIN
Aniden panikledi,
sanki suda boğuluyordu.İpek gibi yumuşacık ,billur kadar berrak ve anne kadar şevkat dolu bir ses "geçti güzel kız” dedi.Gözlerini
açmayı denedi,başaramadı.bakmak için zorladı kendini. Gözlerini bir parça
aralamayı başarmıştı. Duvara yapıştırılmış bir boy aynası vadı ve kendisiyle
konuşan kadın bu aynanın içnden çıkmıştı. Bu imkansız görüntünün bir hayal
olduğunu düşündü.Kadın sanki bir masal kitabında fırlamıştı da gelmişti. Neredeyse
yerlere kadar uzun simsiyah saçları kırk belik örülüydü. Tam anlının ortasından
geçen bahardalı gümüş bir alınlığı vardı. kadının,gümüş işlemeli bir bindallı
giymişti ve belinde ince uzun gümüş
rengi kınında, kabzası da gümüşten bir kılıç taşımaktaydı.Belinde takılı kınında
üzeri mücevherli kaması da gümüştendi. Bu gördükleri Kayayı daha bir
canlandırmalıydı belki ancak.. kendini güçsüz hissediyordu.Neler
olmuştu?Kokusundan bir hastanede olduğunu anlamıştı´ilaçlardan ve hastanelerden
hoşlanmıyordu.´Neden hastanede yattığını düşünüyordu ama bir türlü
anımsayamıyordu.Aynı ipeksi ses konuştu yine:”bunu içmelisin Kaya,seni daha
çabuk iyleştirecek.”İtiraz edemeden içti.Acı bir içecek
bekliyordu,şaşırdı.tanıdık bir tadı vardı ama ne olduğunu hatırlayamadı.daha iç
deseler içerdi ama ipeksi sesin sahibi “çok değil sadece bir yudum.Şimdi
uyumalısın, uyumalısın ve görevine dönmelisin.durum gittikce kötüleşiyor
Kaya.Ayağa kalkmalı ve “Otezi’yi bulmalısın””İçinde ani bir heyecan dalgası
kabardı. Sanki bir anlığına neler olduğunu hatırlamıştı. Nefesi kesilir gibi
oldu. Anne ve babasına çok kötü bir şey olmuştu. O da oradaydı teknedeydiler,
sarı bir duman soluduğunu anımsadı sonrası…”savaş başlamadan Otezi’yi
bulmalıyım”. gümüşlere bürünmüş kadın sakin bir sesle;”şimdi uyumalısın. Sakinleş
ve uyu dinlenmen gerek.Uyandığında her şey daha güzel olacak güvendesin".O
an kim olduğunu bilmediği belki sesindeki aşinalık belki de tüm bunların gerçek
olmadığı düşüncesi yeniden uykuya dalmasını sağlamıştı ve uzunca bir süre hiç
uyanmadan uyumuştu.gözlerini kapayıp uzun uykusuna dalmadan önce hatırladığını
sandığı son şey ise, tüm bu inanılmaz görüntüsüne rağmen annesi olduğunu
düşündüğü kadının karşısındaki duvarda asılı duran aynanın içinde geldiği gibi kaybolduğuydu ki tamamen halüsinasyon olduğuna
inanmıştı artık.bir tek kadının yüzünü net hatırlayamıyordu.
Doktorlar bir
deniz kazası geçirdiğini söylemişlerdi.kazadan kurtulan tek kişi
olduğunu,ailesine ait yatta verilen bir kıyafet balosu sırasında sebebi henüz tespit edilemeyen bir patlama ve
çıkan yangın sonucu yattaki herkes ölmüştü.patlama sırasında muhtemelen
güverteden denize düşmüş olabileceği var sayılmıştı.ama o hastane odasında
kendiyle konuşup aynadan kaybolan kadın dışında hiçbir şey hatırlamıyordu.bir
tek sarı bir duman vardı zihninde o dumanı soluduğu anda her şey silinmişti.
Doktorlar
istedikleri kadar halüsinasyon desinlerdi. O kadın gerçekten vardı ve Kaya onu bulacaktı.
Bu tam olarak iki yıl önceydi. hastaneden
çıktıktan altı ay sonra her ne kadar kendini zaman ve mekana yabancı hissetse de,
aile albümlerindeki resimler kendininkiler dahil "kendi resimlerine
baktığında bu kız asla ben olamam" dese de artık olayları akışına bırakmıştı.
Tam bu kendine ait olmayan hayatı benimsemişti ki,"uzunca bir süre böyle
demişti' benim olmayan bir hayatı yaşıyorum'"üç ay önceydi ailesinin
kazadan hemen önce kendisine doğum günü hediyesi olarak aldıkları ki o korkunç
kazanın yaşandığı yatta verilen kostüm partisi doğum günü şerefineydi. Ve
hediyesi de güneyde bir sayfiye eviydi. Bu evde bir şeyler hatırlama umuduyla gitmişti.
Kâbusların başlangıcı da bu oldu.
yoruuuuuuuuuuuum
YanıtlaSil