AYNADAKİ
İHTİYAR(2)
Toprak
bir yoldan gidiyorlardı. Yolun her iki yanı da ağaçlıklıydı. Yol ilerledikçe
ağaçların boyu daha da bir büyüyordu ve üst dallar kemer oluşturacak şekilde
kavisleniyordu. Öyle sık dalları vardı ki ağaçların, gövdeleri o derece yakındı
ki; bir süre sonra farları yaktı. “Burdan yine sağa dön.” Kaya sorusunu
soramadan cevabı kızlardan geldi. “Şimdi dön yol orda, dönmeden göremezsin. DÖN!”
Kaya son anda direksiyonu sağa kırdı ve hakikaten orada kıvrıla döne uzayıp
giden eski bir taş yol vardı. Hayretten gözleri açılmıştı. Firene bastı,
arabayı durdurup aşağıya indi. Arkalarında bu yola dönen hiçbir açıklık yoktu. Ağaçlardan
tünel devam ediyor görünüyordu. Onlarca, yüzlerce, binlerce soru hücum etti
aklına, hiç birini soramadan kızlar gitmeleri gerektiğini söylediler. Kaya arabaya
binip tekrar yola koyuldu. Fakat bir şeyler sormalı cevaplar almalıydı. Kızlar anlamış
gibi “Hoşkadem’e çağrılmayan kimse gelemez yolu bilen biri olmadan da köye
gidemez.” diyerek sustular. Kaya ne sorarsa sorsun cevap alamayacağını
hissetti. “Nasılsa köyde birilerinden öğrenirim.” diye geçirdi içinden. “köylüler
yabancılarla konuşmayı sevmezler.” Kaya bu iki kızın zihin okuduğuna inanmıştı
artık. Hiçbir cevap vermedi, hiçbir şey düşünmeden abrayı sürmeye devam etti.
İkindine
doğru kızlar yavaşlamasını söylediler. Araba bir yokuşun üstündeydi ve köy tam
aşağılarında gözüküyordu. Evler yamaçlara yapılmıştı. Öyle bir düzenle inşa edilmişlerdi
ki bu noktadan bakıldığında tıpkı bir hilali andırıyordu. Yıldızın olması
gereken noktada ise büyükçe bir konak vardı. Ardında sonu yokmuş gibi görünen
bir orman uzanıyordu. Ufuk da ise,deniz olduğunu tahmin ettiği bir mavilik
vardı. Yokuş aşağı köy meydanına doğru sürerken bu manzaranın ne kadar tanıdık
olduğunu düşündü. Hoşkadem’i biliyordu sanki. O büyük konak eviydi de yıllardır
hasret kalmıştı, şimdi ise,yuvasına dönmüştü. O bu karışık duyguları yaşarken
kızlar neşeyle kıkırdıyıp “Hoşkadem’e hoş geldin. Evet orası senin evin. Biz burada
ineceğiz. Bizim evimiz senin evinin tam karşısına düşer. Biz buradan yürüycez. Artık
evini bulursun.” Kirazların parasını verip kızların ardından el salladı. İkindin
ezanı okunurken o da arabasını yeni evinin bahçe kapısından içeri sürüyordu. Bakalım
aradığı cevaplar bu evde miydi, yoksa yeni sorular mı bekliyordu Kaya’yı.
DEVAMI NE ZAMAN MERAKLA BEKLİYORUZ
YanıtlaSil