14 Nisan 2014 Pazartesi




AYNADAKİ İHTİYAR(2)

Toprak bir yoldan gidiyorlardı. Yolun her iki yanı da ağaçlıklıydı. Yol ilerledikçe ağaçların boyu daha da bir büyüyordu ve üst dallar kemer oluşturacak şekilde kavisleniyordu. Öyle sık dalları vardı ki ağaçların, gövdeleri o derece yakındı ki; bir süre sonra farları yaktı. “Burdan yine sağa dön.” Kaya sorusunu soramadan cevabı kızlardan geldi. “Şimdi dön yol orda, dönmeden göremezsin. DÖN!” Kaya son anda direksiyonu sağa kırdı ve hakikaten orada kıvrıla döne uzayıp giden eski bir taş yol vardı. Hayretten gözleri açılmıştı. Firene bastı, arabayı durdurup aşağıya indi. Arkalarında bu yola dönen hiçbir açıklık yoktu. Ağaçlardan tünel devam ediyor görünüyordu. Onlarca, yüzlerce, binlerce soru hücum etti aklına, hiç birini soramadan kızlar gitmeleri gerektiğini söylediler. Kaya arabaya binip tekrar yola koyuldu. Fakat bir şeyler sormalı cevaplar almalıydı. Kızlar anlamış gibi “Hoşkadem’e çağrılmayan kimse gelemez yolu bilen biri olmadan da köye gidemez.” diyerek sustular. Kaya ne sorarsa sorsun cevap alamayacağını hissetti. “Nasılsa köyde birilerinden öğrenirim.” diye geçirdi içinden. “köylüler yabancılarla konuşmayı sevmezler.” Kaya bu iki kızın zihin okuduğuna inanmıştı artık. Hiçbir cevap vermedi, hiçbir şey düşünmeden abrayı sürmeye devam etti.
İkindine doğru kızlar yavaşlamasını söylediler. Araba bir yokuşun üstündeydi ve köy tam aşağılarında gözüküyordu. Evler yamaçlara yapılmıştı. Öyle bir düzenle inşa edilmişlerdi ki bu noktadan bakıldığında tıpkı bir hilali andırıyordu. Yıldızın olması gereken noktada ise büyükçe bir konak vardı. Ardında sonu yokmuş gibi görünen bir orman uzanıyordu. Ufuk da ise,deniz olduğunu tahmin ettiği bir mavilik vardı. Yokuş aşağı köy meydanına doğru sürerken bu manzaranın ne kadar tanıdık olduğunu düşündü. Hoşkadem’i biliyordu sanki. O büyük konak eviydi de yıllardır hasret kalmıştı, şimdi ise,yuvasına dönmüştü. O bu karışık duyguları yaşarken kızlar neşeyle kıkırdıyıp “Hoşkadem’e hoş geldin. Evet orası senin evin. Biz burada ineceğiz. Bizim evimiz senin evinin tam karşısına düşer. Biz buradan yürüycez. Artık evini bulursun.” Kirazların parasını verip kızların ardından el salladı. İkindin ezanı okunurken o da arabasını yeni evinin bahçe kapısından içeri sürüyordu. Bakalım aradığı cevaplar bu evde miydi, yoksa yeni sorular mı bekliyordu Kaya’yı.    

    

1 yorum: