18 Ocak 2018 Perşembe

OKUMA AŞKINA ----------------------- OTEZİ’NİN DÖNÜŞÜ KAYA’NIN KİTABI 2.BÖLÜM MAĞRUR BİR ECE(2) Alevler dağıldığında çok garip bir odada bulmuşlardı kendilerini. Karşılıklı yataklarda bir sürü kabloyla acaib sesler çıkartan,kırmızi, yeşil, sarı ışıkları olan aletlere bağlı halde yatar buldular kendilerini.on bir kişiydiler ve hepside aynı durumdaydılar. İçlerinde Börü,Paku'nun adamları ve o an Asena'ın içinden haykırdığı "lanet olasıca Otezi" yoktu. Gözleri tavan boyunca aralıklarla dizilmiş olan beyaz renkli işıklarda bir bir olanları düşünür halde buldu kendini. Otezi buruya getirirken büyüyü bozdurmak için en uygun yer burası demişti. Hastane denilen otacı evi. burada güvende olacaklarını ve kimse tarafından rahatsız edilmeden iyileşeceklerini, insanların onları başka suretlerde göreceğini, vakti gelincide aynı şekilde geri döneceklerini söylemişti. Börü ile beraber Paku'un adamlarını başka bir yere götürmek onları burada bırakıp gitmiştiler. En büyük ızdıraptı bu, Paku ile karşılıklı olup sadece bakmak. Ceza gibi bir şeydi ki; cezaydı da. Otezi onu konuştur demişti ama elleri ve ayakları bağlı halde yatarken bunu yapmak imkansız görünüyordu. Odanın beyaza boyalı duvarlarında gözlerini gezdirirken küçük kurnalı bir çeşme gördü ancak susuzluğunu buradan kalka bilse bile susuz çeşmenin işe yaramayacağını düşündü. çeşmenin üzerinde ise oldukça umut vaad eden bir ayna vardı ve burada güvendiği tek nesnede oydu. puslanan aynada yüzünü aydınlatan bir görüntü belirdi " Börteçine ?" konuşmaktan çok düşünmüştü.Sesler zihninde belirdi. Odaklan ve Paku'nun zihnine gir, cevapları ondan al, diyerek yok olmuştu. aynada şimdi odanın bir yansıması vardı ama umut tüm hücrelerini yenilemiş ve o dayanılmaz ağrılar yerini Paku'yu alt etme sevincine dönüşmüştü. Asena'ın sesi tüm berraklığıyla zihninde yankılanıyordu. Bedeni alevler içinde yanarken zihninin tamamı Asena'nın korkunç görüntüsüyle dolarken, dehşetle açılan gözlerinden kanlar akmaya başlamıştı. bağlı olduğu makinalardan sesler yükseldi. Odanın içi birden ellerinde tuhaf aletler olan yada daha garip makinalar iteleyerek getiren beya, pembe, yeşil renklerde kıyafetleriyle telaş içinde Paku'nun yatağının etrafına toplanan insanlarla dolmuştu. hepsi şaşkınlık içerisinde anlamayan gözlerle Paku'ya bakıp bir şeyler mırıldanıyorken gördükleri tek şey anlı boncuk boncuk ter dolu yaşlı bir ihtiyar kadından başka bir şey değildi. Oysa haykırıyor, ellerini ayaklarını bağlardan kurtarmak için var gücüyle çırpınıyor, "kurtarın beni, alın şunu üstüden" diye haykırıyordu. dönen tek cevap o an için üstünde tüm azametiyle otururken korkutucu derecede sakin bir sesle "uyan! Ben geldim Paku" diye seslenen Asena'dan başkası değildi.