AYNADAKİ İHTİYAR(5)
Büyük çok büyük
bir kuşun üzerindeydi. Dağlar, ormanlar aştı. Gökyüzünde öylece asılı duran dev
bir aynaya doğru uçuyordu. Aynada yine ihtiyar kadın belirdi. “zamanımız azalıyor Kaya. Artık beni
aramaya başlamalısın. Ormana git… beni bul!”
Kan ter
içerisinde uyandı. Başucunda duran saate baktı;gece yarısını henüz geçmişti. Su
içmek için aşağı kata mutfağa indi. Bir bardak su içip yatağına dönmeyi
planlıyordu. Çatı katının kilitlerinin açıldığını duydu. “Bu olabilir mi?” diye
heyecanla ve mümkün mertebe sessiz olmaya gayret ederek,çatıya çıkan
merdivenleri birer ikişer çıkmaya başladı. Korkuyla nefesini tuttu Kaya. Çatı kapısı
gerçekten de açılmıştı ve bir takım sesler geliyordu. Çatı katındaki odada
birileri telaşlı bir konuşma yapıyordu. Sesler tanıdık gelmişti, hatta birinin
Gülce olduğuna emindi. “Gülce’nin orada ne işi olabilir ki?” Üstelik o günden
sonra tüm denemelerine rağmen kapı hiç açılmamışken, şimdi Gülce orada kiminle
konuşuyor olabilirdi? Nefesini tutmuş sessiz sessiz son basamağa kadar
çıkmıştı. Şimdi içerideki konuşmaları daha net duyabiliyordu. “İki kişiden
fazlalar. Gülce ne işler çeviriyorsun. Geldiğinden bu yana oldukça garip davranıyorsun
zaten. Sürekli beni gözetliyormuşsun gibi hissediyorum…tamam rahatsız edici
gelmiyor, hatta bazen senin adına nedensiz bir üzüntü duyuyorum . ama artık
endişelenmeye başladım.” Kaya konuşmaların kendi hakkında olduğunu fark ettiği
anda düşüncelerinden sıyrılıp dikkatle dinlemeye başladı. Ancak, geç kalmıştı. Duyabildiği
son sözler “mutlaka ormana gitmeli. Küçük bengisuyu bulmayı başarırsa
hatırlaması da kolaylaşacaktır.” oldu. Kaya daha fazla dayanamayarak odaya
girdi. Ama oda bomboştu. Duvardaki ve odanın ortasındaki aynalar haricinde hiç
kimse yoktu. Kaya bir an için yine zihninin ona oyun oynadığını düşündü. Ta ki;
aynanın içerisinden
Çıldırıyor muyum?
Hala ruya görüyor olmalıyım”. Umutsuzca Gülce’nin gözlerine baktı.
Gülce de bunu beklemiyor olmalıydı ki,
hafiften bir panik havasına girmişti. Bir şeyler söylemek istercesine ağzını açıp
kapattı.Kaya sendeledi, bilincini kaybedip yere düşmeden
önce mırıldanarak “hala ruya görüyorum…bu
sadece bir ruya…” dedi ve yere düştü.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Yatağındaydı. yüzüne bir gülümseme yayıldı. Yüksek sesle “rüya olduğunu biliyordum.” diye haykırdı. Mutluydu ancak, içinde garip bir istek uyanmıştı. “bu gün mutlaka şu arka bahçeyi bir ziyaret etmeliyim”. Kaya evin arkasında ta denize kadar uzanan ormanlık alana bu şekilde hitap etmeyi seviyordu. “Arka bahçe” Kaya geldiğinden bu yana en az üç kez keşfe çıkmıştı. Hayran olduğu muazzam güzelliklerin saklı olduğu bir yerdi burası. Kaya da çok seviyordu. Ancak bu kez geceki olayların rüya olduğunu doğrulamak adına gidecekti ve Gülce’yi yanına almadan, ona haber vermeden gitmeye karar vermişti. Gülce artık bir şüpheliydi.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Yatağındaydı. yüzüne bir gülümseme yayıldı. Yüksek sesle “rüya olduğunu biliyordum.” diye haykırdı. Mutluydu ancak, içinde garip bir istek uyanmıştı. “bu gün mutlaka şu arka bahçeyi bir ziyaret etmeliyim”. Kaya evin arkasında ta denize kadar uzanan ormanlık alana bu şekilde hitap etmeyi seviyordu. “Arka bahçe” Kaya geldiğinden bu yana en az üç kez keşfe çıkmıştı. Hayran olduğu muazzam güzelliklerin saklı olduğu bir yerdi burası. Kaya da çok seviyordu. Ancak bu kez geceki olayların rüya olduğunu doğrulamak adına gidecekti ve Gülce’yi yanına almadan, ona haber vermeden gitmeye karar vermişti. Gülce artık bir şüpheliydi.